PETEK DİNÇÖZ KODALOĞLU: ANNE OLMAM BİR MUCİZEYDİ
Anneliği çocuk yaşlarda hisseden Petek Dinçöz Kodaloğlu ve eşi Serkan Bey'in, şimdilerde İrfan Aslan adında 2 yaşında bir çocuğu var. Petek Hanım, hamile olduğunu öğrenince mutluluktan ağladığını söyleyerek İrfan Aslan'ın dünyaya gelişiyle: " Mucizemizi yaşamaya başladık. " diyor.
Petek Hanım, hamile olduğunuzu öğrendiğinizde neler
hissettiniz?
Petek Dinçöz Kodaloğlu: Anne
olmam, doğuştan
boyun kemiğim ters olduğundan
bir mucizeydi. Doktorum bana, annelerin hamileliğinde
bebeklerini taşımak için boynundan güç aldığını
söylemişti.
Bu yüzden hamilelik, benim için çok riskliydi. Bir bebeğim
olmasını
çok istediğimden, riskleri göze aldım.
Eczanedeki tüm hamilelik testlerini, artık
eczaneye gitmeye utandığımdan sırasıyla
başkalarına
aldırdım.
Bir gün doktorumdan bir telefon geldi. " Hamile olduğunu
babaya ben mi söyleyeyim, sen mi söylersin? " dedi. O an sevinçten ağlamaya
başladım.
Hâlâ anlatırken
içim bir tuhaf oluyor.
Hamilelik süreciniz
nasıldı?
P:
Ani
hareketlerden kaçınmak zorundaydım
rahatsızlığımdan
dolayı.
Bununla yaşamayı
zamanla öğrendim. Yine de hem düşük
hem erken doğum tehlikem olduğundan
hamilelik sürecimi hep istirahat ederek geçirmek zorunda kaldım.
Aslan çok aşağıdaydı
ben hamileyken. Röportajı okuyan annelerimiz
beni anlayacaklardır. Doktorum da bu
dönemimde bana çok yardımcı
oldu.
Doğumunuz nasıl geçti?
P: Hamileliğimden
önce evde hayaller kuruyor hamile olduğumda
pilatesler, hamilelik yogaları yapacağım
diyerek mutlu oluyordum. Böyle bir hamileliğim
olamadı.
Erken doğum
yapmak zorunda kaldım. Bebeğim,
34 haftalıkken doğdu.
Ardından
eve geldik ve mucizemizi yaşamaya başladık.
Doğumdan sonra boynunuzla
ilgili bir sıkıntınız oldu mu?
P: Çocukluğumdan
beri çalışmayı,
üretmeyi çok sevdiğimden sürekli
dinlenirsem, hasta psikolojisine sokarsam kendimi, çabuk çökerim. Fizik
tedaviye gitmem gerekiyordu her gün. Bir gidiyorum, bir gitmiyorum; ama çok şükür,
iyiyim. Çalışmak, beni iyileştiriyor.
Bebeğinizin ismine nasıl karar verdiniz?
P: Kayınpederimin
adı
İrfan'dı,
kanser hastasıydı.
Doğumumdan
bir gün önce de vefat etti, torununu göremedi. Kayınpederimin
bir gözü mavi, bir gözü yeşildi. Bebeğimin
renkli gözlü olmasını
çok istemiştim.
Bebeğiniz doğduğunda, beslenmesinde
nelere dikkat ettiniz?
P:
Bebeğimi
anne sütüyle beslediğimden, sütümün
kesilmemesi için hamur işi yemedim. Anne
sütü, bebeğin sağlığı
için çok önemli. Onun gereksinimi olan tüm besin ögelerini içeriyor, bebeği
hastalıklara
karşı
koruyor. Bol su içtim. Eskiden hiç içmiyordum, sevmiyordum çok fazla su içmeyi.
Suyun içine limon, çilek parçaları,
üzüm ata ata suyu lezzetlendirdim. Böylece su içmeyi sevmeye başladım.
Şu an hamilelik öncenizden daha zayıfsınız. Nasıl kilo verdiniz?
P: Doğum
öncesinde 65 kiloydum, şimdi 59 kiloyum. İrfan
Aslan'a süt vermeyi kestikten sonra spora başladım.
Çünkü biliyorsunuz, spor yapmak sütü de kesen bir faktör. Spora başlayınca
her gün 8 km koştum. Canım
tatlı
istediğinde,
vücudum çok ödem tuttuğundan meyveli yoğurt
ve ananas yedim. Çok kiloluyum, nasıl
kilo veririm diye de dert edinmedim. Kendime bir tartı
aldım
ve her gün ona çıktım.
Tartı,
benim sağlıksız
beslenmemi engelledi. O yüzden şimdi rahatım;
meyveyle, meyveli yoğurtla, etle,
protein ağırlıklı
besleniyorum.
Bir anne olarak çocuğunuzun babasıyla kurduğu ilişkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
P: Babaya
çok düşkün.
O yüzden bu aralar çok kıskancım.
Yurt dışı
konserlerime gidiyorum. Gelirken ayakkabı,
kıyafet
ve birçok şey alıyorum
Aslan'a. Eve geldiğimde: " Kim
aldı
oğlum?
" diyorum. " Babaa! " diyor. Dün birlikte uzanıyorlar.
Hikaye okuyor babası. " Aranıza
gelebilir miyim? " diyorum. "Hayır!"
diyor. Şaka
gibi bir şey.
Çocuğumuzun 2-3 yaş sendromunu,
pedagogumuzdan yardım alarak sağlıklı bir şekilde atlattık.
Bebeğinizi yetiştirirken en zorlandığınız anlar nelerdir? Bu
zorlukları nasıl aştınız?
P: Tam
da şu
an " 2-3 yaş sendromu "
dedikleri bir inat dönemindeyiz. Hayırdan
anlamıyor.
Hayır
dediğimde,
gözümün içine bakarak bize istediğini
muhakkak yaptırıyor.
Evde, ortalıkta kırılabilecek
hiçbir eşya
bırakmadık.
Taşınıyor
gibiyiz. Panik bir anneyim ben. Pedagogumuzdan yardım
alarak bu süreci sağlıklı
bir şekilde
atlattık.
Anneliği çok içten anlatıyorsunuz... İlk ne zaman
hissettiniz anne olmayı? Kariyerinizden dolayı yoğun olduğunuzdan, anne olmak sizi endişelendirmedi mi?
P: Hiçbir
endişem
olmadı.
Evcilik oynayan çocuklardık biz, bebeklerimiz
vardı.
Yani daha çocukluktan başladı
bende anne olma duygusunun içimde yarattığı
o his. Olunca da dedim ki: "Aman ne konseri, ne reklamı,
ne çekimi? Çocuğum ve onun sağlığı
önemli."
Anne olunca hayatınızda neler değişti?
P: Topuklularla
yürürken bile: "Ayağım kaysa, başımı
çarpsam, bana bir şey olsa Aslan ne
olur? Annesiz kalır." diyorum.
Bu yüzden ölümden korkmaya başladım.
Kolay değilmiş.
Annemi daha çok anladım. Eskiden eşimle
dışarı
çıktığımda:
"Erken dönmesek de olur." derdim. Şimdi
önceliklerim, onun yarınları
oluyor. Her şeyden önce bencil olmamayı
öğreniyorsun.
Şu
anda diyorum ki "Keşke ikiz olsaymış." Gerçekten başka bir şey.
Allah, herkese bu duyguyu yaşatsın.
Çocuğunuzun geleceğiyle ilgili planlarınız var mı?
P: Tabii
ki birçok düşüncem var. İlk
başta
bizi, ailesini üzmesin, merhametli bir çocuk olsun. Dilerim, çalışkan
bir öğrenci
olur okul hayatında da. Eğer
ki: "Ben okumak istemiyorum. Babam gibi iş
hayatına
atılacağım,
babamın
yanında
çalışacağım." derse, çocuğumu zorlamam.
Zorlayarak hiçbir şey öğretemem
ona. Evde yüksek sesle bile konuşmuyoruz,
öyle bir kuralımız
var. İnşallah
güzel bir evlilik yapar, gelinimle aram iyi olur, iş
hayatında
da annesi gibi zorları başarır.
İrfan Aslan'ın sanatsal bir yönü var mı?
P: Evet.
Evde danslar yapıyor. Şovmen
görselliği
çok fazla. Sanki bir artist, içindeki ruhtan anlıyorum.
Şarkılar
da söylüyor. Belki bir müzisyen olur. Bakalım
sesi nasıl?
Eğer
kötü olursa eğitim alır.
Ben de önceden kendimi dinleyemiyordum. Şan
dersleri aldım. Şimdi
kendimi dinlemekten keyif alıyorum.
"Tek şarkılık 'Kabusun Olurum' adlı bir albüm çalışması yaptım. Şarkıyı, Azerbaycanlı çok iyi bir bestekardan aldım."
Yakın zamanda mesleğinizle ilgili
projeleriniz var mı?
P: Martta, tek şarkılık
bir albümüm çıkacak. Azerbaycan'da çok sık
konser veriyordum. Şarkıyı
da Azerbaycanlı çok iyi bir bestekardan aldım.
Hemen ardından kayıt
için stüdyoya girdik. Önümüzdeki hafta klip çekimimiz var. Klibimizi de Erkan
Nas çekecek. Değişik
bir proje oldu benim için. Yine mart ayında
televizyon programı yapmayı
düşünüyorum,
kadın
kuşağı
programı.
Müzikle ya da hamilelik sürecinde beslendiklerim ve bu süreçte benim gibi
problem yaşayan anne adaylarının,
bu süreci nasıl kolay atlatabileceğiyle
ilgili olabilir. Bu projelerden hangisinin onaylanacağı
ve programımızın
hangi kanalda olacağı ise henüz belli değil.
Röportaj: Hande Yuvakuran-Yeliz Şenyerli
ebebek dergisi
Mart sayısı/2018
ebebek dergisi
Mart sayısı/2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder